Binlerce derde 99 esma

HANGİ BURÇTA ALLAH’IN SIFATLARININ HANGİSİ BASKIN YA DA HANGİSİ EKSİK? GERÇEK MUTLULUK İÇİN HANGİ ESMALAR ZİKREDİLMELİ?

https://twitter.com/_mitokondri

Esma-ül Hüsnalar yani Allah’ın 99 ismi, artık özüne dönüş yapan kişisel gelişimciler ve tasavvufa ilgi duyan doktorlar arasında rağbet görmeye başladı. İnternette aşktan paraya, kariyer sevdasından hastalıklara kadar hangi esmanın hangi probleme iyi geleceği üzerine yüzlerce sayfa da bulunuyor. Hatta Esma-ül Hüsnalar’ın etkisi burçlara göre ayrılıyor. Biz de sizin için esmaların gizli dönüştürücü güçleri üzerine konunun ilgilileriyle konuştuk.

“Günümüz insanında hakim sıfatı eksik”

Levent Akkaya (Rota Akademi kurucusu. Astroloji haritasına göre kişisel esma çalışmaları hazırlıyor.)

Esmalar tüm evrenin potansiyelini açığa çıkaran enerji parçacıklarıdır. Her duygu ve düşüncemiz ile beyindeki nöronlarımız ağacın dalları gibi belli bir şekilde dizilir. Esmalar ile bu dizilimi değiştirerek kendimizde olumlu sıfatların tecelli etmesini sağlayabiliriz. Her insanda bazı esmaların özellikleri yoğun, bazıları zayıftır. Bunu bir orkestradaki enstrümanlar gibi düşünebiliriz. Ekolayzır ile nasıl bazılarının sesini yükseltip bazılarınınkini alçaltabiliyorsak sıfatlarımızı öyle yoğunlaştırıp azaltabiliriz. Örneğin günümüz insanının en önemli eksikliği hakim sıfatının eksikliğidir. Çocukluğumuzdan itibaren tecrübelerimiz, çevremizden duyduklarımız ve okuduklarımızla belli kalıplar ediniriz. Ve bir şeye karar verirken karar veren biz değil, o kalıptır. Bir süre sonra insan otomatik davranışlar sergilemeye başlar. Bu da hakimiyetin yitimidir. Hakim esmasını zikrederek daha yerinde kararlar verebiliriz. Esmaların ses olarak belli frekansları vardır, tıpkı Hint mantraları gibi. Bunları zikrederek o gün için istediğimiz bilinç halini yaratabiliriz. Fakat bu kalıcı olmaz. Kalıcı olması için esmaların manalarını idrak ederek okumamız gerekir. Beş bin kere şunu oku, bin kere bunu oku derler. Ama insan o kadar sayıya ulaşayım derken mana üzerine konsantre olamaz. O zaman da gerçek bir dönüşüm sağlanamaz. Biz çalışmalarımızda, danışanların genel olarak ne tür sorunlardan muzdarip olduklarını dinleyip ardından astroloji haritasını çıkararak, karakterinde hangi esmaların baskın ve pasif olduğunu ortaya çıkarıyoruz ve ardından okuması gereken esmaları belirliyoruz. Sonuç birden alınmaz, esma zikretmek bir kaba damla damla doldurulan su gibidir, zaman içinde dolar ama hiçbir damla boşa gitmez.

“Zikir insanda zaten var olan potansiyeli açığa çıkarır”

Dr. Ender Saraç

Nasıl ki biz hastanın kan değerlerini ölçüp, ne eksik ne fazla bakıp ona göre ilaç ya da vitamin takviyesi yapıyoruz, esmalar için de aynı şey geçerlidir. Örneğin bir insanda cabbar esması çok fazlaysa halim esmasını zikrederek bunu dengeleyebilir. Sözcüklerin enerjisi vardır, Esmalar da birer enerjidir ve zikredilince kişide potansiyel olan esma özellikleri açığa çıkar. Tıpkı elektrik düğmelerinden hangisine basarsanız ona ait olan odanın ışığının yanması gibi. Tüm sıfatlarımız Allah’tan gelir, o sıfatların kişide soruna yol açmalarının nedeni fazla ön plana çıkmış olmalarıdır. Tıpkı ilacın fazlasının zehirli olması gibi.

“Şehir insanı bu esmaları okusun”

Sosyolog-Yazar Niyazi Altılar (“Hayatın büyük sırrı; Beşinci Element” kitabının yazarı)

Esmalar insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, zarar veren negatif enerjileri de yok eder. Fiziksel, psikolojik ve zihinsel sorunların çözümlenmesine yardım eder. Kişi kendinde eksikliğini hissettiği bir esmayı zikrettikçe ruhaniler ve nuraniler yardıma gelir. Esmaların belli bir ebced yani sayı değeri vardır. Bu ebced değerleri kırk gün boyunca okunduğu zaman etkilerini göstermeye başlar. Benim tavsiyem gece namazından ya da tehhecüd namazından sonra secdeden kalkmadan yapılmasıdır. Günümüzde şehir hayatını yaşayan insanlar, Ya Hayy, Ya Latif, Ya Rezzak, Ya Cebbar, Ya Halim esmalarını zikrettikleri zaman, hayatın onlar için daha kolay hale geleceklerini fark edeceklerdir.

zikir+eylem=sonuç

Işık Elçi (Kuamtum Düşünce Yaşam Merkezi kurucusu. Esma-ül Hüsna ve Melek Kartları kitabının yazaır)

Allah’ın adını zikretmek demek, onunla birlikte yaratmak demektir. İsteklerin, duaların için emek vermek demektir. Yani o adı zikrederken o adın anlamını davranışlarımızla göstermeye başlamalıyız. “zikir+eylem=sonuç”tur. Ve tüm Esma-ül Hüsna’ları kendimiz için zikretmeliyiz. Bir başka insanın özgür iradesine müdahale etmek amaçlı ya da hırslar, korkular için olmamalı. Biz danışanlarımla çalışmalarımızda yedi esma belirliyoruz; şimdiki durum, hayat amacı, geçmiş ve dönüştürülecek inanç tohumları üzerine. Şimdiye kadar “hayır bunlar benim olamaz” diyen olmadı. Tamamen bir sihir işliyor. Yüzüncü adı dışarıda aramamak lazım. İnsan yaratanın halifesi olup mutlu olmayı seçtiğinde zaten yüzüncü ismi tamamlıyor.

Psikiyatrist Prof. Dr. Mustafa Merter (“Dokuz Yüz Katlı İnsan” kitabının yazarı)

Güzel isimler diye de isimlendirilen esma, İslâm ve onun ayrılmaz bütünü tasavvuf telâkkisine göre evrende yaratılmış her şeyin kodlarıdır. Hani bir ürün aldığımız zaman üstünde bir bar-kod o ürünün özgül tanımını belirler, bunun gibi. Sayıları genelde zannedildiği gibi 99 değil sonsuzdur. İnsan bu konuda, diğer tüm yaratılmışlara göre çok özel bir şerefe nâil olmuştur, tüm isimlerin bilgisi kendisine, tabiri mazur görün, programlanmıştır. Bu programı potansiyel/kuvvet olarak derinliklerinde taşır. Modern bilimle bir mukayese yaparsak, kuantum fiziğinin bir teorisi, tüm maddi evrenin, iki boyutlu iplikçik denen paçacıkların titreşiminden meydana çıktığını savunur (string theory). Öyleyse her molekül bir notadır ve insan nota zenginliği itibarıyla, eğer onları doğru icraa ederse, eşi bulunmaz  bir melodidir. Ruhsal hastalık deyimi de maalesef dilimize yanlış girmiştir. Ruh hastalanmaz, nefs (psike) hastalanır. Psikiyatride tedavi ilaçlar, psikoterapi ve sosyoterapi vasıtalarıyla gerçekleşir. Gerektiğinde ilaç verilir ama doğrusu her ilaç tedavisinin ya destekleyici veya derinliğine araştırıcı bir psikoterapi refakatinde gitmesidir. Üçüncü aşama ise sosyoterapi, kişinin güncel hayatını yeniden şekillendirmesidir, bu üçlüye bio-psiko-sosyal yaklaşım denir. Değişik psikoterapi yöntemleri vardır, bizim Türkiye Benötesi ekolü olarak benimsediğimiz yaklaşım Sufi psikolojisinden esinlenerek gerçekleşir, bir diğer adı da nefs psikolojisidir. Bu çerçevede hastalarımıza terapinin belirli aşamalarından sonra, okumalar da tavsiye ederiz. Meselâ Hz.Mevlâna, Hz. Yunus Emre’nin eserleri gibi. Bu eserlerin birçok yerinde derin hikmetlerin yanısıra “isim”ler de zikredilir  ve bu “kodların” üzerine tefekkür (derinliğine düşünme) hastanın daralmış dünya görüşüne yeni boyutlar katabilir.  Depresyonun en krizli dönemi sözünü ettiğim girişimlerle (ilaç ve/veya psikoterapi) atlatıldıktan sonra, psiko-spritüel tedavi çerçevesinde isimler üzerine tefekkür de devreye girebilir. Meselâ, Kuran-ı Kerîm’deki, Hadîd Sûresinde yer alan, “huve’l evvelu vel âhiru, ve’z-zâhiru vel bâtinu / sen evvelin evvelisin, sonranın sonrasısın, açıkça görünen ve görünenin ötesindeki her şeyin özüsün” âyetinde geçen isimler üzerine tefekkür bu hastaya yepyeni boyutlar açabilir. “Evvel/Âhir; Zâhir/Bâtın” ikiye bölünmüşlüğü üzerine tefekkür ve bir varlığın tüm bu bölünmüşlüğün ötesinde olabileceği fikri bazı insanlarda birdenbire varoluşun üzerindeki sis perdesini kaldırabilir. Sınırlar genişler, ufuk açılır ve derin anlam hissedilir. Dikkatinizi çekerim zihnî/rasyonel olarak değil, çünkü zihin bu yükü kaldıramaz, ama kalbî olarak insan görünmez sınırları aşabilecek, aşkın bir varlıktır.   Gençlerin hoşuna gitsin diye modern bir benzetme yaparsak, sanki Avatar filmindeki Jack Sully, kötürüm bedenini makinada uyutmuş ve yeni bedeniyle Pandora gezegeninin muhteşem ormanlarına gelmiştir. Yanlış anlaşılmasın hastaya esma çekmesi söylenmez, sadece yardımcı bir metod olarak, esma üzerine tefekkür etmesi önerilir.

Kürt meselesine esma çözümü

Levent Akkaya, ülkemizdeki terör sorunu üzerine, Türkiye’nin hangi esmalara ihtiyacı olduğunu şöyle anlatıyor: “Bunca acı ve savaş tek bir noktadan kaynaklanıyor; güç ve hakimiyet istemi. Bunu çözmek için yapılacak tek şey bireysellikten bütünselliğe geçecek bilinci edinmektir. Örneğin, Alim esması bize bilginin kapısını açacak, o bilgi cehaleti alacak ve insanlığı başkaları tarafından anlatılanlarla değil düşündükleriyle yaşama yoluna itecektir. Hay ve Kayyum esmaları bizlerde her an milyarlarca yaşamın can bulduğu bu alemde her şeyin nasıl birbirine bağlı ve ahenk içinde ilerlediğini anlayacak bilinci verecektir. Vedud esması bize sevginin ne olduğunu anlatacak bilinci verecektir. Reşid ismi var olan her şeyi olgunluğa eriştiren, hedefine vardıran manasının tecellisiyle artık bir çözüm yolu gösterecektir. Son olarak Hakim ismi Allah’ın her şeyin nereye gideceğini anlatan müthiş manasıyla, önce kendi hırslarımıza, sonra duygularımıza, sonra bizi insan yapan tüm özelliklerimize hakim olmamızı sağlayacak, hayatının hakimiyetini yitiren bilinçlerin başkalarının elinde oyuncak olmaktan çıkmasını sağlayacaktır.

Yorum bırakın